Yüzme Yasakları

Yüzme Yasakları: Geleneksel olarak, yıkanma fizyolojik gözlemlere ve basit ihtiyat tedbirlerine bile dayandırılamayacak yasaklarla sinırlandırılmıştır. Kuşaktan kuşağa yobazca geçen bir takım ön yargılar sözkonusudur.   

Banyo saati: Birçok kişi yemekten sonra iki veya üç saat beklenmeden yikanılmayacağını söyler. Bu kural çok özel durumlarda meydana gelmiş bir takım kazaların sonucunda tüme genellenmiştir. Çok alkol alınan bir yemekten sonra tabii ki suya girilmemelidir. Ancak 20° veya bunun üstünde bir sıcaklıktaki suya, hafif bir yemek sonrasında girmeyi engelleyebilecek herhangi bir neden yoktur. Eskiden, diabetli kişilerin vücut şekerlerini kötü kullandıkları için glikoz kaybına neden olan spor ve hareket yapmalarının kötü kazalarla sonuçlanabilecekleri söylenirdi. Tenisci Talbert örneği ve geçmiş çalışmalar bunun tam tersini göstermiştir. Efor sarfetmek ve spor yapmak glikozun kullanımını daha iyi yönde etkilemekte ve diabetin tedavisine yardımcı olabilmektedir. Regl (adet) devresinde Regl esnasında suya girmenin yasaklanması için bir neden yoktur. Menstruasyon sırasında rekor kırmış şampiyonlar bile vardır. Bu, sadece, bütün kadınların çözümlemesini bildiği bir temizlik sorunudur.

Bazı hastalıklarda: Sinir ve zihin hastalıklarında sistematik bir yasaklama söz konusu değildir. Devinimsel faaliyetleri açısından bir engel yoksa, zihinsel açıdan özürlü olan kişiler de yüzmeden faydalanabilirler. Psikotik ve nevrotikler hafif dereceli debillerden daha büyük bir güçlük çekerler. Çünkü onların öğrenme hızı çok ağırdır. Ayrıca hem kişisel yardıma hem de bir takım malzemelere ihtiyaç duymaktadırlar. Teşhisi konmuş ve uygun bir tedaviye geçilmiş saralının yüzmesinin kısıtlanması için bir neden yoktur. Ancak, yüzme esnasında sıkı bir denetime tabi tutulmalıdır. Yüzme, devinimsel açıdan özürlüler için çok iyi bir eğitim olmaktadır. Belden aşağısı felç olan kişilere suyun hayret verici bir çeviklik kazandırdığı görülmüştür. Diğer yandan bu kişiler için yüzme, yeri doldurulamayacak derecede önemli bir kas faaliyetinin yeniden öğrenilmesi metodudur. Bu hastalarda ısı düzenlenmesi, termoregülasyon ile ilgili zorluklarla karşılaşıldığı için 28° civarındaki bir suya girilmelidir. . Geleneksel olarak, astımlı ve tüberkülozlu hastanın yüzmesi sakıncalı görülmüştür. Ancak, bu, genç astımlının hastalığını daha da derinleştirebilir. Çünkü yüzme solunum kapasitesini ve ritmini düzenleştiren mükemmel bir solunum sporudur. İyi tedavi edilmiş bir tüberkülozlunun da yüzmemesi için hiç bir engel yoktur. • Hipertansiyonlu, koroner damarları hasta, doğuştan veya desameli kalp hastaları özel incelemelerden geçmelidirler. Lezyonun derecesine ve gücüne göre davranılmalıdır. Bu durumlarda bir efor elektrokardiyogramı önerilir. Ancak idman yapmış bir kişinin elektrokardiyogramı, idman yapmamış bir kişininkine göre, anormal bir karakter taşır. Ancak bu karışıklık, yapılan idmanı yansıtır.

Sonuçta: Yıkanmaya getirilen kısıtlamaların büyük bir çoğunluğu aşırıya kaçmıştır. Bu yasaklar/kısıtlamalar, yabancı bir ortam olan suyu yeterince tanımamamız ve ondan korkmamızdan kaynaklanmaktadır. Yasaklar kaldırılırken gerçek ve şekilsel olacak bir takım kontrendikasyonlarında bulunduğu unutulmamalıdır. Bunlar bazı kalp hastalıkları, rhino-pharynx veya kulak hastalıklarıdır. Kişi, kendi özel durumuna göre karar alma durumundadır.

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski