Özürlü Çocuklar; Fiziksel Olarak Özürlü Çocuklar: Beyindeki sinir hücrelerindeki kusura bağlı olarak kasları hareket ettirme
özelliğinden yoksun çocuklardır. Çocuklarda yarım felç Vücudun bir tarafının
diğer tarafa oranla, daha sert ve daha az gelişmiş bir zayıflık durumudur. Bu
çocukların zekåları çoğunlukla her zaman yerinde, hatta çok daha iyidir ve okul
hayatlarını normal olarak sürdürebilecek kapasitede olup ilerde memnun edici
bir
şekilde sosyal hayata katılırlar. Onlara mümkün olduğu kadar, elverişsiz durumlarına karşı savaşmakta yardım
edilmeli ve kasların daha fazla sertleşmesini önleyecek fizik tedavi
hareketleri uygulanmalıdır. Genellikle bu çocukların durumu yaşlarıyla birlikde düzelir; onlara mümkün
olduğu ölçüde hayatın şartlarını kabullenmeyi öğretmeli ve arkadaşları gibi bir
hayat sürme cesareti verilmelidir.
Dipleji: İki bacağın tutuklu durumudur, Kalçaları birbirine yaklaştıran ve bacakları bir tarafı diğer tarafın üzerine
koyacak biçimde çaprazlayan (zaten ilk belirtilerden biri de bebeği kundaklarken, bacakları birbirinden ayıramamanın
zorluğudur). Kasıntılı bir durum söz konusudur. Bazen bu durum kollarda da olabilir ve tutuklu hareketlerdeki düzensizlikle
beraber yürür. Bu çocuklarda, kasların harekete geçirme özelliğinin yeniden öğretilmesi yanında psikolojik plan içinde ortama uyum göstermesine yardım
edilmelidir. Eskiden sık görülen çocuk felcine bağlı felçlere aşı sayesinde çok az
rastlanmıştır.
kalmış çocuklara kadar, çeşitli elverişsiz durumlar bu kapsama girer. Olayların büyük çoğunluğunda, zeka yönünden yavaş bir gelişim gösterirler, aynı yaştaki çocuklara oranla daha düşük seviyede bulunurlar. Yeniden eğitim onlara daha çabuk ilerleme olanağı verir ve manevi hayatlarında durumlarından memnunluk duymalarını sağlar (konuşmalar yapmak için seanslara veya başka bilirkişilerin önderliğinde sosyal faaliyetlere katılma). "Toplum kurallarına uymayan" terimi onlar için bütün öteki terimlerden daha uygun düşer, çünkü sosyal düzen için, zekâları gereken kuralların altındadır; fakat bu terim onların his yönünden diğer kimselerden farklı oldukları anlamına gelmez.
İşitme Özürü Olan Çocuklar: Bu çocuklar çok büyük bir özen gösterilmeyi gerektirirler:
. Sağırlık, ortaya çıkarılması zor bir durumdur ve kısmî sağırlık ancak, konuşmada bir gecikme olduğu zaman farkedilir.
• Ağır işitenler bugün bile kolayca teşhis edilemezler ve bir odiometre (işitme keskinliğini ölçen ve grafiğini çizen alet) incelemesinden geçmeleri gerekebilir. Sağırlığın tedavisinde teşhisin ve gereken özenin erken yapılması, iyi sonuca ulaşmanın başlıca koşuludur.
• Bu göz bozuklukları için de aynıdır, çünkü erken farkına varılmazsa, çok daha fazla problem doğurabilir. Göz için de, görme bozukluklarını tetkik eden ve kesin araştırma metotları vardır. Bir kere görme duyusunun azalmasının nedenleri bulunur sonra, göz eğitim metotlarının en uygunları rahatça seçilebilir.